Bir Varmış Bir Yokmuş


Kokmayan çiçekler gönderiyor insanlar sevdiklerine

Korna kakafonisi dinleyip

Karakış ikindisi yüzleriyle evlerine dönünce

Belki de bitkiler eskisi gibi kokmuyor diye


Sanmalarımız yalındı çok eski olmayan zamanlarda

Sol gösterip sağ vuran devletimizle

Yaşıyorduk

bir öyle

bir böyle

İki cami arasında nafile namaz


Ters köşeye yatıran senaristler

Mahremimize girmeden önce

Çokça öldürülmüş çocukları vardı

Bu toprakların

Dik başları çuvalsız


Sanalımız bambaşka günümüzde

Kan ter içinde inatla

Yıllarca sabır ve aşkla yontulmuş

Rönesans heykellerinin

Fabrikasyon bibloları gibiyiz

Bilip bilmeden atlamaktan bıkmadık

Hep ayni köşeye


Yalnızca bir ile sıfırın üstüne kurulu

Cafcaflı

kandırıkçı

hikaye

Garip hayatımızın tonları gibi

Bir varmış bir yokmuş

Kara mizah makamında bir tekerleme


Haydi gidip

mis kokulu

yeşil yapraklı

Kızıl çiçekler alalım

Dünyanın en güzel Çingenesinden

Sayıları azalan çelik yürek dostlarla birlikte

İçi boş olmayan şarkılar söyleyelim yüz yüze

Horonlar oynayalım tutuşarak gerçek ellerimizle

Kurşun geçirmeyen sevgiler şerefine

Sevgiler ki

İnsanlık hazinesinin en değerli parçası

Cevahir taşıdır saklanılası